Mustafapaşa
Mustafapaşa ya da eski adıyla Sinasos, her adımda hayran olunası beş vadinin çeperlerine kurulu taş yapıların muhteşem bir doku sergilediği, 1.300 nüfuslu bir yerleşim yeri. Farklı dinlere, dillere, kültürlere ve değerlere sahip medeniyetlere ev sahipliği yapmış olan Kapadokya’da yer alan Mustafapaşa, kiliselerden, camilerden, taş işçilerinin ustalığını yansıtan süslü, oymalı ve bezemeli cepheleri, balkonları ve pencereleriyle sivil mimarinden müthiş örneklerle bir açık hava müzesini andırıyor. Topografya ve iklime uyumlu olarak inşa edilmiş bu 19. yüzyıl evleri, mükemmel taş ve ahşap işçilikleriyle, duvar resimleriyle parlak bir kültürün izlerini günümüze taşıyor. Mustafapaşa, kalabalıklardan uzaklaşıp özgün bir Kapadokya köyünde zaman geçirmek için doğru adres.
Eski Zamanlara Sınırsız Bir Dalış Yapmaya Ne Dersin?
Tarihi hemen yanı başındaki son derece verimli Damsa Vadisi’nden ele geçen Prehistorik Dönem buluntularına göre binlerce yıl öncesine giden Mustafapaşa’nın yerleşimcileri kazançlarını tarımdan ziyade ticaretle sağlamış. Zamanla merkez öyle gelişmiş ki 20. yüzyıl başında Mustafapaşa eğitim ve kültür kurumlarıyla, yeni sanat ve yaşam biçimleriyle Kapadokya’nın en modern yerleşimlerinden biri olmuş. Osmanlı döneminde Rumların ve Türklerin bir arada yaşadığı köyde din en önemli kültürel bileşenlerin biri olagelmiş. Rumlar, köyde ve çevresinde iki cemaat kilisesi, 30 şapel ve sayısız ibadet alanı inşa etmiş.
Köyün iki mahallesini birbirine bağlayan ve kesme taştan yapılmış Maraşoğlu Köprüsü, Manastır Vadisi’nde yer alan Ayios Nikolaos Manastırı ve Ayios Stefanos Kilisesi, köy merkezindeki 17. yüzyıla tarihlenen kesme taştan inşa edilmiş Mustafapaşa Cami-i Kebiri köyün en eski yapılarındandır. 19.yüzyıl eseri Konstantin - Helena Kilisesi, çift başlı kartal, iki rozet ve kerubim kabartmaları ile görülmesi gereken yapıların başında geliyor. Köyde önemli binalarından bir diğeri olan 19. yüzyılda inşa edilmiş Mehmet Şakir Paşa Medresesi bir dönem yoksullar, öğrenciler ve konuklar için aşevi görevi görmüş, günümüzdeyse bir köyde kurulan ilk üniversite olan Kapadokya Üniversitesi’ne ev sahipliği yapıyor.
Yöresel Lezzetlerin Seni Şımartmasını İster misin?
Mustafapaşa’da konaklamak için restore edilmiş Osmanlı-Kapadokya mimarisi özellikleri taşıyan geleneksel taş evlerden birini seçmek, yemek için de kimi restore edilmiş, kimiyse eski haliyle kullanılan tarihi yapılarda hizmet veren restoranları tercih etmek mümkün. Yerel lezzetlerin en çarpıcıları fasulye ve nohut gibi bakliyat ürünlerini hamurla birleştiren hamur işleri ile yörenin ana geçim kaynaklarından olan çömlekçilik ürünü testilerde pişirilen testi kebabı. Bağcılığın yoğun olarak yapıldığı bölgede ayrıca üzüm sirkesi, üzüm turşusu ve üzüm pekmezi gibi yerel ürünler de bulunuyor. Yöresel spesiyalitelereyse emir gibi yerel üzümlerden yapılan leziz şaraplar eşlik ediyor.
Muhteşem Bir Hatıra İçin Bağcılık ve El Sanatları
Günümüzde köy sakinleri geçimini kitre denen el yapımı bebekler, çömlekçilik, bağcılık ve turizmle sağlıyor. Bebek yapımı, seramikçilik ve çömlekçilik, köyün ortak kültürüne katkıda bulunan sürdürülebilir el sanatlarını oluşturuyor. Şarap kültürüyse köklerini binlerce yıllık Anadolu şarapçılık tarihinden alıyor. Şarap yapımına gelince, Anadolu bağcılığının tarihi binlerce yıl öncesine gider ve Orta Çağ’da bağcılar Kapadokya’nın volkanik toprağı için güvercin gübresi kullanırlardı. Günümüzde ziyaretçiler sonbaharda bağları gezip bağbozumuna tanık olmaya çok seviyor.
Kapsamlı bir restorasyon sonrası Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı özel bir müze olarak açılan Kapadokya Sanat ve Tarih Müzesi, Bebek Müzesi olarak da anılıyor. Geleneksel giysili kitre bebek yapımı geleneğinin hala devam ettiği Mustafapaşa’daki müzede sergilenen bebekler Anadolu’nun folklorunu anlatması bakımından oldukça ilgi çekicidir.
Macera mı Arıyorsun? Gel ve Vadilere Kazınmış Hayata Bir Göz At!
Mustafapaşa köyünün hemen yanı başındaki Gomeda-Üzengi vadisi yürüyüş yapmak isteyenler için son derece ideal. Vadi, Ayvalı köyünden başlar ve güvercinliklerin çok yoğun olduğu Üzengi mevkiinde sona erer. Vadinin hemen girişindeki Alakara Kilise ile yaklaşık 1km. uzaklıktaki ikonaklastik döneme ait kayanın içinde oyulmuş Aziz Basil Şapeli vadinin önemli dini yapılardan. Vadi yürüyüşü boyunca birbirinden ilginç endemik bitkileri, kelebekleri izlemeniz mümkün. Bunun yanı sıra ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak tespit edilemeyen su kanalları, tüneller yürüyüşe ayrı bir özellik ve heyecan katmakta. Vadi bitiminde yükselen ve zamanında yüzlerce pencereden oluşan cephelerinin bir kısmı yıkılmış sadece tüneklerin korunabildiği güvercinlikler koskoca bir anıtsal yapı gibi sizleri karşılar.
İşte Şimdi Bir Fincan Türk Kahvesini Hak Ettin…
Mustafapaşa’nın çevresinde görülecek ve yapılacak pek çok şey var. Mustafapaşa köyünü ziyaret ederken Şahinefendi köyünde hızlı bir mola vererek henüz kazı çalışmaları tamamlanmamış, renkli ve etkileyici taban mozaiklerine sahip Sobesos Antik Kenti’ndeki toplantı salonunu ve hamam kompleksini görebilirsiniz. Köye dönüşte, günün yorgunluğunu atmak için meydandaki kıraathanede bir mola verip köpüklü bir Türk kahvesi yudumlamak olmazsa olmazlardan.